Malkoçoğlu_{Avrupa’yı Titreten Akıncı Beyi}

Çalışmada Türk sinema tarihinin önemli serilerinden olan Malkoçoğlu filmlerinin derinlemesine incelemesi yapılmıştır. Amaç hem oyuncusu Cüneyt Arkın, hem karakter, hem de konu açısından değerlendirilmesi ile Yeşilçam’ın özel bir dönemine de ışık tutmaktır. Malkoçoğulları, Osmanlı akıncısı olan bir sülalenin adıdır. I. Murat döneminde Malkoç Bey ile başlayan ve 1600’lü yıllarda Yavuz Ali Paşa’ya kadar takip edilebilen bir tarihleri vardır. Malkoçoğlu çizgi romanı 1964 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmaya başlanmıştır. Malkoçoğlu’nun maceraları 1966-1973 tarihleri arasında toplam 7 filmde de anlatılmıştır. Bu filmlerin altısında Cüneyt Arkın’ı başrolde görmekteyiz. Bu nedenle kitap içinde oyuncunun yıldız imajı çözümlemesi de yapılmıştır.

Bir akıncı sülalesi olarak başlayan maceraları 21. yüzyılda televizyona kadar devam eden Malkoçoğulları, iletişim araçlarının bellek açısından önemini de kendi tarihleri ile ortaya koymuşlardır. Her ürün, kitap, sinema filmi ya da televizyon dizisi olsun tarihsel bir dünya inşa etmiş ve o dünyanın içinde kendi kahramanını yaratmıştır. Çalışma da bu farklı anlatılardan yola çıkarak bu tarihsel yapının bize ne anlamlar ifade ettiği üzerine düşünmeye çalışmıştır. Yazılı tarih ile görsel anlatılardaki tarihsel dünya arasında ilişki kurulmuştur.

Önsöz

Bu kitabın fikri “Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV” (Mart 2017) sırasında doktora öğrencilerimle yaptığımız “Malkoçoğlu” konulu oturum sonrasında doğdu. Konunun ilgi çekmesi nedeni ile Malkoçoğullarının 16. yüzyılda akıncı bir aile olarak başlayıp, çizgi roman ve sinemaya uzanan öykülerinin anlatılması gerektiğine inandık. Türk Sinemasının incelenmesi gereken kahramanlarının en ünlülerinden olan ve önemli yıldız oyuncularından Cüneyt Arkın’ın kariyerine de başka bir yön veren Malkoçoğlu, kitap içindeki çalışmalarda hem kahraman, hem film, hem de yıldız oyuncu karizması açısından incelenmiştir. Çalışmaya katkı sağlayan doktora öğrencilerim Ahmet Remzi Tülüce, Ümmühan Molo, Orhan Faigov, Emel Ateşçi, Gözde İslamoğlu’na ve Dr. Öğr. Üyesi Zehra Canan Bayer’e teşekkür ederim. Bir teşekkür de sanata ve tabii ki 7. sanat sinemaya. İnsan olmanın güzelliğini bize hatırlattıkları için.

Nigar PÖSTEKİ