Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%25
YARGITAY UYGULAMASINDA TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE Filiz Berberoğ

YARGITAY UYGULAMASINDA TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDEVEKÂLET SÖZLEŞMESİ & KREDİ MEKTUBU VE KREDİ EMRİ & SİMSARLIK SÖZLEŞMESİ & VEKÂLETSİZ İŞGÖRME & KOMİSYON SÖZLEŞMESİ & TİCARİ TEMSİLCİLER, TİCARİ VEKİLLER VE DİĞER TACİR YARDIMCILARI & HAVALE & SAKLAMA SÖZLEŞMELERİ

Liste Fiyatı : 495,00TL
İndirimli Fiyat : 371,25TL
Kazancınız : 123,75TL
Taksitli fiyat : 5 x 84,50TL
Havale/EFT ile : 363,83TL
9786256338210
602940
YARGITAY UYGULAMASINDA TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE
YARGITAY UYGULAMASINDA TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE VEKÂLET SÖZLEŞMESİ & KREDİ MEKTUBU VE KREDİ EMRİ & SİMSARLIK SÖZLEŞMESİ & VEKÂLETSİZ İŞGÖRME & KOMİSYON SÖZLEŞMESİ & TİCARİ TEMSİLCİLER, TİCARİ VEKİLLER VE DİĞER TACİR YARDIMCILARI & HAVALE & SAKLAMA SÖZLEŞMELERİ
371.25

Bu çalışma içtihatlı mevzuat incelemesidir. (TBK. 502-580. maddelerinde) düzenlenen, Vekalet ilişkileri, Vekâletsiz İşgörme ile ilgili genel bilgiler, açıklama ve örneklerle. çalışmaya alınmış, güncel ve yeni tarihli Yargıtay kararları ile araştırılmıştır.

Çalışmadan Özetler;

Vekâlet sözleşmesini, TBK’nın genel hükümlerinde düzenleme altına alınan (40 ve 48. maddeleri) temsil ilişkisi ile karıştırmamak gerekir. Aralarında yakın bir ilgi bulunmakla birlikte vekâlet sözleşmesi ile vekil vekâlet verenin bir işini görmeyi ya da bir işlemini yapmayı borçlanırken, vekâlet veren de onun yaptığı giderleri ve verdiği avansları ödemeyi borçlandığından vekâlet iki taraflı bir sözleşmedir. Temsil yetkisi ise tek taraflı bir hukukî işlemdir. Genel olarak vekâlet, vekil ile vekil eden arasındaki iç ilişkiyi, temsil ise vekil edenin vekil aracılığı ile işlem yaptığı üçüncü kişi ile arasındaki dış ilişkiyi ifade eder.

Türk Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekâlet ilişkisini düzenleyen hükümlerine göre vekâlet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, diğer bir anlatımla vekil edenin yararına ve onun iradesine uygun davranma yükümlülüğünden doğar. Vekâlet sözleşmesi, başkasının işini görmeye ilişkin bir sözleşme olduğundan esas itibariyle işin müvekkilin menfaatine yapılması gerekir. Bu durum iş görme sözleşmesinin doğal bir sonucudur. Nitekim TBK'nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekâlet verene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve “Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme” başlığını taşıyan 506. maddesinde;“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.

6098 sayılı TBK'nun 526-531. maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine göre; bir kimsenin hukuken yetkili veya yükümlü olmaksızın bir başkası veya kendi yararına bir başkasının işini görmesinden doğan hukuki ilişki olarak tanımlanabilir.

Başkasının işini görene iş gören, işi görülen kimseye de iş sahibi adı verilir. İş görenin bu işi iş sahibi hesabına görmesi ile aralarında sözleşme benzeri kanuni bir borç ilişkisi oluşur. Burada iş gören iş sahibinin menfaatine olacak şekilde onun yükümlülüğünü yerine getirerek işini görmektedir.

Kural olarak, vekaletsiz iş görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Bununla birlikte, vekaletsiz iş görme bir borç kaynağı olup, burada iş görenle iş sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi kurulmaktadır.

Vekaletsiz iş görme, gerçek vekaletsiz iş görme ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görme olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme, TBK'nun 530.maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre; bir kişinin, yetkisiz olarak ve kendi ya da üçüncü kişi menfaatine veya iş sahibinin yasaklamasına aykırı olarak bir iş görmesi suretiyle başkasının hukuk alanına müdahale etmesi halinde, elde etmiş olduğu menfaati, iş sahibine devretmesi gerekir.

TBK'nun 526.maddesinde, bir kimsenin vekaleti olmaksızın iş sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü iş, gerçek vekaletsiz iş görme olarak açıklanmıştır. Gerçek vekaletsiz iş görmede iş görenin asıl amacı, iş sahibine yardım etmekte olup, bu niyetle bir başkasının hukuk alanına müdahale edilmiş olur.

Buna göre iş sahibi işin kendi menfaatine yapılması halinde iş görenin yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları ödemek, üstlendiği borçlardan onu kurtarmak ve uğradığı zararları da gidermek zorundadır. Bu kapsamda işi görülen iş sahibinin zorunlu ve yararlı masrafları faiziyle birlikte ödemek zorunda olup masrafların değer ve miktarı yapıldıkları zamana göre belirlenmeli daha sonraki fiyat değişiklikleri göz önüne alınmamalıdır. Zira iş görenin masraf alacağı yapıldığı anda muaccel hale gelir. İşi görülen iş sahibi kendisinin yapmakla yükümlülüğü olan işin işi gören tarafından yapılması ile bu işin yapım yükümünden kurtulmakla aynı zamanda sebepsiz zenginleşmiştir (TBK m.77). İş sahibinin iş göreni, gördüğü iş nedeniyle üstlendiği borçlardan da kurtarması kanuni düzenleme gereğidir. Görülen işin teamüle göre ücret karşılığında görülecek bir iş olduğunda, işi görülenin iş görene ayrıca uygun bir ücret (kâr) vermesi uygun olacaktır. Görülen işin meslek gereği olması hali ücret talebi için yeterlidir. Bu alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Kaldı ki TBK'nun 531.maddesi uyarınca "İş sahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekalet hükümleri uygulanır." hükmü gereğince vekil edenin vekile karşı yapılan işin masraf ve giderlerini karşılama yükümlülüğü bulunmaktadır (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 21.01.2021 tarih, 2020/2799 E., 2021/330 K. sayılı ilamı).

Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen, Sn. Alihan YENİPINAR’a, en içten duygularımla minnet ve şükranlarımı sunarım.

  • Açıklama
    • Bu çalışma içtihatlı mevzuat incelemesidir. (TBK. 502-580. maddelerinde) düzenlenen, Vekalet ilişkileri, Vekâletsiz İşgörme ile ilgili genel bilgiler, açıklama ve örneklerle. çalışmaya alınmış, güncel ve yeni tarihli Yargıtay kararları ile araştırılmıştır.

      Çalışmadan Özetler;

      Vekâlet sözleşmesini, TBK’nın genel hükümlerinde düzenleme altına alınan (40 ve 48. maddeleri) temsil ilişkisi ile karıştırmamak gerekir. Aralarında yakın bir ilgi bulunmakla birlikte vekâlet sözleşmesi ile vekil vekâlet verenin bir işini görmeyi ya da bir işlemini yapmayı borçlanırken, vekâlet veren de onun yaptığı giderleri ve verdiği avansları ödemeyi borçlandığından vekâlet iki taraflı bir sözleşmedir. Temsil yetkisi ise tek taraflı bir hukukî işlemdir. Genel olarak vekâlet, vekil ile vekil eden arasındaki iç ilişkiyi, temsil ise vekil edenin vekil aracılığı ile işlem yaptığı üçüncü kişi ile arasındaki dış ilişkiyi ifade eder.

      Türk Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekâlet ilişkisini düzenleyen hükümlerine göre vekâlet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, diğer bir anlatımla vekil edenin yararına ve onun iradesine uygun davranma yükümlülüğünden doğar. Vekâlet sözleşmesi, başkasının işini görmeye ilişkin bir sözleşme olduğundan esas itibariyle işin müvekkilin menfaatine yapılması gerekir. Bu durum iş görme sözleşmesinin doğal bir sonucudur. Nitekim TBK'nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekâlet verene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve “Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme” başlığını taşıyan 506. maddesinde;“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.

      6098 sayılı TBK'nun 526-531. maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine göre; bir kimsenin hukuken yetkili veya yükümlü olmaksızın bir başkası veya kendi yararına bir başkasının işini görmesinden doğan hukuki ilişki olarak tanımlanabilir.

      Başkasının işini görene iş gören, işi görülen kimseye de iş sahibi adı verilir. İş görenin bu işi iş sahibi hesabına görmesi ile aralarında sözleşme benzeri kanuni bir borç ilişkisi oluşur. Burada iş gören iş sahibinin menfaatine olacak şekilde onun yükümlülüğünü yerine getirerek işini görmektedir.

      Kural olarak, vekaletsiz iş görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Bununla birlikte, vekaletsiz iş görme bir borç kaynağı olup, burada iş görenle iş sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi kurulmaktadır.

      Vekaletsiz iş görme, gerçek vekaletsiz iş görme ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görme olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görme, TBK'nun 530.maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre; bir kişinin, yetkisiz olarak ve kendi ya da üçüncü kişi menfaatine veya iş sahibinin yasaklamasına aykırı olarak bir iş görmesi suretiyle başkasının hukuk alanına müdahale etmesi halinde, elde etmiş olduğu menfaati, iş sahibine devretmesi gerekir.

      TBK'nun 526.maddesinde, bir kimsenin vekaleti olmaksızın iş sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü iş, gerçek vekaletsiz iş görme olarak açıklanmıştır. Gerçek vekaletsiz iş görmede iş görenin asıl amacı, iş sahibine yardım etmekte olup, bu niyetle bir başkasının hukuk alanına müdahale edilmiş olur.

      Buna göre iş sahibi işin kendi menfaatine yapılması halinde iş görenin yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları ödemek, üstlendiği borçlardan onu kurtarmak ve uğradığı zararları da gidermek zorundadır. Bu kapsamda işi görülen iş sahibinin zorunlu ve yararlı masrafları faiziyle birlikte ödemek zorunda olup masrafların değer ve miktarı yapıldıkları zamana göre belirlenmeli daha sonraki fiyat değişiklikleri göz önüne alınmamalıdır. Zira iş görenin masraf alacağı yapıldığı anda muaccel hale gelir. İşi görülen iş sahibi kendisinin yapmakla yükümlülüğü olan işin işi gören tarafından yapılması ile bu işin yapım yükümünden kurtulmakla aynı zamanda sebepsiz zenginleşmiştir (TBK m.77). İş sahibinin iş göreni, gördüğü iş nedeniyle üstlendiği borçlardan da kurtarması kanuni düzenleme gereğidir. Görülen işin teamüle göre ücret karşılığında görülecek bir iş olduğunda, işi görülenin iş görene ayrıca uygun bir ücret (kâr) vermesi uygun olacaktır. Görülen işin meslek gereği olması hali ücret talebi için yeterlidir. Bu alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Kaldı ki TBK'nun 531.maddesi uyarınca "İş sahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekalet hükümleri uygulanır." hükmü gereğince vekil edenin vekile karşı yapılan işin masraf ve giderlerini karşılama yükümlülüğü bulunmaktadır (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 21.01.2021 tarih, 2020/2799 E., 2021/330 K. sayılı ilamı).

      Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen, Sn. Alihan YENİPINAR’a, en içten duygularımla minnet ve şükranlarımı sunarım.

      Stok Kodu
      :
      9786256338210
      Boyut
      :
      16X23,5
      Sayfa Sayısı
      :
      392
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2024 MAYIS
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
  • Taksit Seçenekleri
    • Tüm kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      371,25   
      371,25   
      2
      198,06   
      396,12   
      3
      134,76   
      404,29   
      4
      103,30   
      413,20   
      5
      84,50   
      422,48   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat